Çorlu Avrupayakası Gazetesi

Admin Admin

Nerede Bu Mutluluk?

Admin Admin

[email protected]


Son yıllarda en çok duyduğumuz kavram belki de “MUTLULUK”. Hepimiz onu arıyor, başkalarına onu nerede bulacağımıza dair sorular soruyoruz. Sürekli planlar yapıyor ve her planın arkasına onu yerleştiriyoruz: “Okulu bitireyim, mutlu olacağım.”, “Bir iş bulayım, işte o zaman mutluyum.”, “Her şey tamam da bir de şu yurtdışı hayalimi gerçekleştirmeden mutlu olamam.” 
Geçmiş anılarımızda yad ederiz mutluluğu ya da gelecekten bekleriz. Trajikomiktir ki en çok da bu zaman kaçırırız onu. Çünkü mutluluk AN’dadır. Geçmişin bize vereceği duygu özlem ve kederdir. Gelecek ise sadece belirsizlik ve kaygıdan ibarettir. Oysa mutluluk tam da şu anda saklıdır ki bunu fark etmek bir beceridir. Andaki mutluluğu yakalayabilmesi için insanın önce kendini tanıması ve fark etmesi gerekir. Oysa ne kadar da uzağız kendimizi tanımaktan ve ne kadar da korkuyoruz hislerimizi, davranışlarımızı fark etmekten. Çünkü hissetmek, zayıflık çoğumuz için. Hem kendimiz gibi davranırsak elalem ne der? Üzüntümüzü dağlara duyururuz, öfkemizi tüm dünyaya kusarız da kahkaha atmak ayıptır, sessizce gülümsemek gerekir. 

Mutluluk, yolda olmaktır. Onun, bunun yolunda olmak değil; kendi hayat yolunda önce yer bulmak, sonra var olmaktadır. Kendi yolunun taşları arasından çıkmış minik çiçekleri fark edemeyen kişi, elbette ki mutluluğu bazı olayların gerçekleşmesi ardına koyar ya da bir başkasının gelip ona vereceği günü bekler durur. Beklemeyiniz sevgili okur. Kendinize veremediğiniz mutluluğu hiçbir olay ya da bir başka kimseler size vermeyecek. Ancak kendinize bunu tattırdığınızda, her şeyin ve herkesin iyisiyle de kötüsüyle de kabul edilebilirliğini görecek ve iyileri güzel anılar, kötüleri de mis gibi tecrübeler olarak çantanıza atıp yola her türlü devam edebileceksiniz. 

Geçmiş yaşandı bitti. Gelecek ise belirsiz. Başınızı arkaya çevirirken ya da ilerisini görmek adına uzatırken boynunuzu, yolunuzda yeşermekte olan çiçekleri ezmemeniz dileğiyle...


Klinik Psikolog
Nağme Nur GÜNEŞKAYA

Yazı 947 kez okundu

Admin Admin Köşe Yazıları