• 1989 Göçü Çorlu'da Konuşuldu
  • 1989 Göçü Çorlu'da Konuşuldu
  • 1989 Göçü Çorlu'da Konuşuldu
  • 1989 Göçü Çorlu'da Konuşuldu
  • 1989 Göçü Çorlu'da Konuşuldu
Çorlu Güncel

1989 Göçü Çorlu'da Konuşuldu

  • 15 Haziran 2019
  • 1143 Kez Okundu

Çorlu’da 1989 yılında Türklerin Bulgaristan’dan zorunlu göçünün 30. yılı nedeniyle uluslararası sempozyum düzenlendi.

Çorlu Belediyesi öncülüğünde Namık Kemal Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi katkılarıyla düzenlenen sempozyum Hilton Otelde gerçekleştirdi. İki gün süren sempozyumun açılışına Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Çorlu Kaymakamı Cafer Sarılı, Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, STK Temsilcileri, Muhtarlar ve çok sayıda davetli katıldı.

Sempozyum Cumartesi saat 09:30 da saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından katılımcılara Göç Belgeseli izletildi. Konuşmalara geçilen sempozyumda açılış konuşmasını Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt yaptı. Daha sonraki konuşmayı ise Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Mümin Şahin yaparken sempozyum alanında uzman kişilerin konuşmalarıyla devam etti.

BU SEMPOZYUMU DÜZENLEMEYİ BİR GÖREV OLARAK KABUL ETTİK

İlk konuşmayı yapan Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, “1989 göçünün 30. yıl dönümü uluslararası sempozyumu 1989 yılında Türklerin Bulgaristan’dan zorunlu göçü başlıklı etkinliği düzenlemeyi bir görev olarak kabul ettik. Bu sempozyumun sadece ilçemize değil, insanlığa da bir hizmet olacağına inancımı belirtir, sempozyuma destek vermekten mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Doğru bilgilerle hem tarihimizin hem de Bulgaristan’la olan münasebetlerimizin daha sağlıklı inşa edileceğine inanıyorum. Bir Balkan lideri olan Aliya İzzetbegoviç, “Bize yapılan soykırımı unutursak bunu bir daha yaşamaya mecburuz, size asla intikam peşinden koşun demiyorum ama yapılanları asla unutmayın” cümleleriyle Bosna’da yaşananları anmanın önemini vurguluyor. Yani Bulgaristan’da yaşananlarla benzerlik kuracak olursak geçmişimizi intikam için değil, bir daha bu gibi acıları yaşamamak için anmalıyız. Gerçek tarihin peşinden koşulmalı ve gelecek nesiller için kayıt altına alınmalıdır. Unutmamalıyız ki tarih geleceğe yazılır” dedi.

TÜRK NÜFUSU BULGARLAŞMAYA ZORLANMIŞTIR

Çorlu Belediyesi Başkanı Ahmet Sarıkurt yaşanan zulümleri anlattı. Sarıkurt, “1989 Göçünün Balkanlardan Türkiye’ye yapılan bütün göçlerden farklı yönleri vardır. Daha önceki göçler ya savaş ya da ikili antlaşmalar sonucunda gerçekleşti. 89 göçü ise kendisini komünist diye adlandıran fakat uygulamalarıyla faşist bir yönetimin temsilcisi Jivkov tarafından zorunlu göç şeklinde gerçekleştirilmiştir. Bu göç yaşanmadan önceki süreçte Bulgar hükümeti tarafından Bulgaristan toprağında 6 asırdan beri yaşamakta olan Türklere insanlık dışı muameleler yapılmıştır. Türk ve Müslüman kimlikleri inkâr edilmiş, Türkçe isimler Bulgar isimleriyle değiştirilmiş ve Türk nüfusu Bulgarlaşmaya zorlanmıştır. Bunu kabul etmeyen ve kimliklerini Müslüman Türk olarak açıklayan yaklaşık 350 bin Bulgaristan Türkü 1989 yılında Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştır” dedi.

100 BİN SOYDAŞIMIZ TEKİRDAĞ’A YERLEŞTİ

Konuşmasını sürdüren Ahmet Sarıkurt, “Türkiye’ye gelen 1989 yılı Bulgaristan göçmenlerinin yaklaşık 100 bini Tekirdağ İli ve Çorlu İlçesi sınırları içinde yerleşmiştir. Bunların büyük bir kısmı Çorlu’dan ayrılmamış, Çorlu’nun ekonomik ve sosyal hayatında yer almışlardır. 1989 yılında gelenlerle Çorlu’nun nüfusu ve ekonomik gelişimi ivme kazanmıştır. Özellikle çalışkanlıkları ile 89 göçmenleri, işverenler tarafından tercih edilmişlerdir. Bu tercihte Bulgaristan göçmenlerinin yasalara ve kurallara uymaları etkili olmuştur. Bu durum Çorlu’da pek çok fabrikanın gelişmesine ve yenilerinin kurulmasına vesile olmuştur. 1989 yılında Bulgaristan’dan gelen yaklaşık 100 bin göçmeni bünyesine alan Çorlu, Türkiye Trakya’sında nüfus bakımından en büyük yerleşim birimine dönüşmüştür” ifadelerini kullandı.

BENİM AİLEMDE 1951 YILINDA ANAVATANA GÖÇ ETTİ 

“Bugün 300 bini aşan nüfusuyla Çorlu İlçesi, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinden daha büyük bir nüfusa sahip yerleşim birimine dönüşmüştür. Günümüzde 1989 yılında gelen göçmenlerin ikinci nesil çocukları, anneleri ve babaları ile birlikte Çorlu’da yaşamaya devam etmektedir” diyen Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt ailesinin 1951 yılında göç ettiğini belirtti. Sarıkurt, “ İlk gelen nesil, Bulgaristan’da daha çok tarım ağırlıklı bir hayattan sanayinin ihtiyaç duyduğu işçi tarzı bir yaşama geçmişlerdir. Çocukları ise, Çorlu’da aldıkları ilk, orta ve lise tahsillerinin ardından Türkiye’nin pek çok seçkin üniversitesinde okuma imkânları bulmuştur. Türkiye’nin iş hayatında olduğu kadar spor, sanat, kültür ve siyaset dünyasında da etkin rol oynamaya başlamışlardır. Buna örnek vermek gerekirse Çorlu Belediye Başkanı olarak 1951 yılında, Belediye Başkan Yardımcılarım birisi 1978 ve diğeri 1989 sempozyumumuzun bilimsel organizasyonunu yapan profesör hocamızda 1989 yılında Bulgaristan’dan göç edip Çorlu’ya yerleşen bir ailenin mensubudur. Bu yönüyle Balkanlar ve özellikle Bulgaristan Çorlu için kültürel ve ekonomik ilişkiler açısından vazgeçilmez bir coğrafyadır. Hem Bulgaristan hem Türkiye vatandaşlığı taşıyan ciddi sayıda Çorlulu mevcuttur. Çorlu’dan Bulgaristan’a yılın her döneminde özellikle bayramlarda dolmuş gibi saat başı otobüslerin kalktığı görülmektedir. Çorlu’dan sabah Hasköy için hareket edip öğlen yemeğini orada yedikten sonra akşam Çorlu’ya dönmek bazı insanlar için sıradan bir olay haline gelmiştir. Çorlu’da bu kadar yoğun Bulgaristan kökenli insanın yaşaması, Türk-Bulgar ilişkilerinin geliştirilmesi açısından büyük bir potansiyel içermektedir. Ekonomik olduğu kadar kültürel açıdan da Çorlu-Bulgaristan gidiş-gelişler sayesinde iletişim halindedir. Her gidiş-gelişte Türkiye’den Bulgaristan’a ve Bulgaristan’dan Türkiye’ye bir bitki, bir çiçek, bir içecek, bir haber gidip gelmekte, insanlar geçmişleri ile yüzleşmekte, geleceklerini daha nasıl güzel kurabilirim diye yeni arayışlara girebilmektedirler” dedi.

ÇORLU BÜTÜN GÖÇMENLERE KUCAK AÇTI

“Çorlu Belediye Başkanı olarak Çorlu’nun bütün göçmenlere kucak açtığını, merhametli insanların yaşadığı bir belde olduğunu görüyorum” diyen Ahmet Sarıkurt, “Bulgaristan’dan gelen Türkler, çok hızlı bir şekilde Çorlu’da iş ve sosyal hayata adapte olmuşlardır. Kimseye el açmamışlar ve kısa sürede belediyeye ve devletimize vergi ödeyen yurttaşlara dönüşebilmişlerdir. Tarih boyunca Çorlu’da yaşanan bu kardeşliğin ve dayanışmanın en büyük tanıklarından bir tanesi Çorlu kabristanıdır. Burayı dikkatli bir gözle gezip mezar taşlarını okuduğunuz zaman pek çok metfunun doğum yerinin Bulgaristan’ın Razgrad, Silistre, Dobriç (Hacıoğlu Pazarı), Tırgovişte (Eski Cuma), Sliven (İslimiye), Şumnu, Varna, Kırcaali gibi şehirler ve onlara bağlı köyler olarak yazıldığını ve ölüm yerinin ise Çorlu olarak belirtildiğini görürsünüz” dedi.  

GÖÇMENLERİMİZ ATATÜRK’Ü ÇOK SEVER ÇÜNKÜ HEMŞEHRİLERİDİR

Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Mümin Şahin Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt’tan sonra kürsüye gelerek bir konuşma yaptı. Şahin, “Öncelikle Bulgar zulmü tarihsel gerçekleri çok önemlidir. Balkan Savaşlarında Bulgar çetelerin ortaya koyduğu zulümler ortadadır. Tekirdağˋda yukarı kılıçlıda kaz vakası denen olay hala akıllardadır. 33 yıllık iktidarının son 5 yıllık döneminde yaşanamayacak duruma gelen ve süreçte mezalimle karşı karşıya kaldık. 1982 mübadelesi ile balkanlardan gelen bir ailenin çocuğuyum. Bizler bir parça ekmek buldu mu şükretmişizdir. Gazi Mustafa Kemal’ii çok sever çünkü hemşerisidir, çalışkandır. Rabbim bu tür zulümler bir kez daha yaşatmasın. Bu sempozyuma katkı sağlayan herkese teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum” dedi.

BÜYÜKŞEHİR OLARAK BALKANLAR VE DIŞ TÜRKLER ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNÜ KURUYORUZ

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak yaptığı konuşmada o dönemde Türklere asimilasyon uygulandığını belirtti. Albayrak Büyükşehir Belediyesi olarak Balkanlar ve Dış Türkler Şube Müdürlüğünü kuruyoruz müjdesini verdi. Konuşmasını sürdüren:  “500 yılı aşkın Osmanlı hâkimiyetinde kalan Bulgaristan’da bu süreçte birçok kez göçler yaşanmıştır. 89 göçünü en yakından bilenlerden, yaşayanlardan biri olarak bilen birisiyim. Zorunlu göçe neden olan göç aslında 1984 yılında başladı. Orada yaşayan Türkler asimilasyona maruz bırakılmıştır. Asimilasyon politikalarına karşı çıkan vatandaşlarımız katledildi ve hapislere atıldı. Bulgaristan Türklerini asimile edemeyeceğini anlayan Bulgaristan vatandaşlarımızı zorunlu göçe tabi tuttu. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi olarak Balkanlar ve Dış Türkler Şube Müdürlüğünü kuruyoruz. Daha sonra bunu daire başkanlığı seviyesine getireceğiz” dedi.

İmdat Şahin